Kayıtlar

Herkes Biliyor

  Hayatım boyunca hep sistemin dışına itildim çünkü hiç bir zaman kabullenmemiştim ancak şimdi intikam alacağım.Hepsinin hesabını soracağım.Cehennemden gelen seslerin vücuduma temas etmesi ile yöneliyorum hedefime.Bıçağımın güzelliği ile kör olmuş durumdayım.   Hep bedenini sevdim.Yaşama sevincinin akışına hayran kaldım ama şimdi görüyorsun ki zarları attım.Kazanacağım biliyorsun.Zarların hileli oluşunu da biliyorsun.Kaybettiğim her taşta beni durdurman zorlanıyordu.Ne kadar daha dua etmeliydim bu gece için.   Kapını çalıyorum, korku ile açıyorsun.Gözlerin bu sefer gülümsemiyorlar.Evet , düşüncelerini beğenmiyorum ancak bu kişisel bir sorun değil.Beni yalnız bırakıp gittiğin zerre umrumda değil sadece boğazından akacak olan kanı görmek istiyorum.Seni dünyadan sildikten sonra ne yaparım bilmiyorum aslında.   Gerçekten bedeninin içindekileri dışarı çıkarmam gerek.Çünkü beni en başından beri ateşleyen de ruhun.Kuzenin var , hep anlattığın, onun da hesabını ...

Sonsuz Adak veya Donmuş Ay'ın Temsilcileri

    Loş ışıkların aydınlattığı kaldırımlar, gece vakitleri yolları arşınlayan insanların en yakın dostları olurlar.Bundan dolayıdır ki gece insanın en yakın dostudur.Kutsal olan bundan dolayıdır ki gecedir.Boşuna mı över Novalis geceyi bu kadar dolu dolu ; bu kadar şehvetli.Boşuna mıdır bunca yakarışların adandığı şey?Donmuş Ay’ın gölgesi dünya üzerine vurduğunda olacak olan değil midir sadece gece?     Kutsal olan her zaman göz önünde olandır .Bundan dolayır ki sakrementler sadece herkesin şahitlik ettiği ritüellerden ibarettir.Güneş’in battığı vakit , dökülen kanlar işte bu yüzden en az iki kişinin şahitliği olduğu vakit adak sayılır. Unutulmuş zamanların birinde üç adam karanlığın kuşattığı bir sokakta, yere çizdikleri pentagramın çevresinde durmuş , adaklarını adıyorlardı.Dökülecek olan kanların hepsi onların tapındığı içindi.Önce içlerinden birisi , pentagramın ortasına geldi.Şöyle mırıldandı: “Batışını gördüm Dirilişini hissettim Zam...

Mor

      Akan nehirlerle dolu vadiler.Hepsini kucaklayan uçsuz yeşillik ve yeşilliğin içerisine gömülmüş olan sarı tarlalar.Yağmur vakti ne kadar da hüzürlenir bu mutlu tablo.Gökyüzü ağladığında kargalar yolculuklarına başlarlar.Bu yolculuğun varacağı bir yer yoktur çünkü aynı noktaya geri döneceklerdir.Yolculukları sırasında bir çok olaya tanık olurlar ki göklerdeki babalarına bunu iletebilsinler.İletebilsinler ki göklerdeki baba ağlamayı bıraksın.      Mavi adında bir çiftçi vardı buralarda.Onun bir de eşi vardı.Eşi Kızıl Hanım her sabah erkenden kalkar uzun,dalgalı, turuncu saçlarını tarar, kırmızı gömleğini giyer, tarlasına çalışmaya giderdi.Kocası ondan erken kalktığından Kızıl Hanım tarlaya vardığında Mavi çoktan orada olurdu.Bütün insanlıktan kendilerini uzaklaştırmış olan bu çift, hayal ettikleri hayatı yaşıyorlardı.      Mavi, ufak ama hünerli ellere sahipti.Kızıl Hanım da Mavi’den aşağı kalmazdı hani.İşleri...

Mavi Neon Işıkları Altında Bergen veya Bergen Hatıraları

     Mavi neon ışıklarının altındaki caddeler kar yağdıklarında güzelleşirler.Bu caddelerin en güzelini Bergen’de gördüm.Yine eski bir maceranın kalıntılarını taşıyordu sokaklar.      Bergen’e geleli aşağı yukarı bir hafta olmuştu lakin şehir beni içine çekmişti.Her köşe başında insanlar geziyorlar, yılbaşının telaşı ile alışveriş yapıyorlardı.Beş krona alkolsüz bira alıp etrafı seyredebileceğiniz, bir sokağı tamamen kaplayan mekanların aralarında bir yerlerde, 6 numaralı evde yaşıyordum o sıralar.      Aşı boyalı evin pervazları yer yer dökülmüş, yeni yüz yılın günahlarını üstünden atmaya çalışan ve geleceğe karşı buruk bir duruş sergileyen şekli vardı.Arkasındaki bahçede sıralanmış elma ve armut ağaçları, o ağaçlara arkadaşlık eden banklar ve akşam vakti yaşlı kadınların briç oynayacakları masa bulunmaktaydı.      Evin bulunduğu sokaktan çıktığınız anda büyük...

Barışı Satıyorum!

     Savaş asla değişmez.Değişen şey savaşın yıkıcılığıdır.Neden savaştık ki? Ne için ölürüz?Vatan topraktan başka ne anlam ifade ediyor?Peki savaşın kuşları neredeler? Savaş beni de vurdu.Cehennemin kıyısında oturduğum gecelerde makinalı tüfeklerin sesleri üzerimde sinek gibi vızıldarken top ateşleri geceyi yararak bize ışık sağlıyordu.Gençtik,delikanlıydık, erkektik.Tabi ya savaşacaktık.Zaten savaşmak için doğmamış mıydık? Öyle diyorlardı cephe gerisindekiler.Her adam savaşmak için doğar.Ölünce kahraman olacakmışız falan.Böyle kahramanlık olacaksa hiç olmasın daha iyi.      Yarılmış gecenin olduğu gün taaruza geçtik.Kafamın etrafından kurşunlar geçiyordu.Arkadaşlarım yanımda sırayla ölüyorlardı.Omuzumu bir kurşun delip geçti.Kendimi zar zor bir yarığa attım.Yarığı havan topu açmıştı ve genişçeydi.Rahatlamıştım çünkü eğer taaruzu kazanırsak sağ kalacağım kesindi.Havan topu aynı yere 2 kere ateş edemezdi.O sırada yarığıma düşman p...

Yağmur Altında

     Ellerim ıslak, yüzüm soğuk ,hava güneşli.Ölüyor gibiydim yine bu saatler.Yağmur başladı , şemsiyem yok.Daha sıkı sarılıyorum ceketime.Otobüs durağına sığınıyorum.Yanımdakiler zincirleme bir şekilde sigaralarını yakıyorlar,boğuluyorum.Desem mi ki “Beyefendi duman bana geliyor” diye.Yok demeyeyim en iyisi.Bir otobüs geliyor, su sıçratıyor , gidiyor.      Neslihan’ı görüyorum karşıdan geliyor.Beni tanımaz artık , değiştim.Gözlerini yakalamak istemiyorum ; şapkamı öne eğiyorum. Zaten yakalasa da hatırlamaz.Güzel zamanlardı benimle konuştuğu vakitler.Doğruları söylerdi hep ama o başka bir hayat istemişti.İstediği neon ışıklarının altında söylenmiş süslü kelimelerdi.Herkes o tür kelimeler isterdi.Başta kabul etmedim.Neslihan herkes gibi değildi.Kendimi zorladım , kandırdım.Düşüncelerimden sonra öldüren aralar verdim, olmadı.Neslihan da herkes gibiydi.      Önceden tıklım tıklım olan...

Derinden Gelen Sesin Çığlıkları

Derinden gelen sese kulak ver, O ki seni çağırsın. Rüyalarını bir kenara at, O ki seni kurtarsın. İtaat ettiğinde özgür olacaksın, Ruhun bedenden ayrılmayacak. Bağırdığın zaman kurtulacaksın, Günahlarını acılar yıkamayacak. Duvarları inletiyor ölümün nefesi, Hissizlik parlatıyor damarlarını. Korkma O huzur getirendir. Korkma O barışı kaldırandır. Karanlıkların altında yatıyor, Evrene savaş getirecek olan. Tükeneceğin günü bekliyor, Düşüncelerinin altında yatıyor. Savaş barıştan iyidir. Toplum getirir asıl yalnızlığı. Önemli olan kötüdür, O kılar anlamlı varlığı. İtaat ettiğinde özgür olacaksın.