Kayıtlar

Aralık, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mavi Neon Işıkları Altında Bergen veya Bergen Hatıraları

     Mavi neon ışıklarının altındaki caddeler kar yağdıklarında güzelleşirler.Bu caddelerin en güzelini Bergen’de gördüm.Yine eski bir maceranın kalıntılarını taşıyordu sokaklar.      Bergen’e geleli aşağı yukarı bir hafta olmuştu lakin şehir beni içine çekmişti.Her köşe başında insanlar geziyorlar, yılbaşının telaşı ile alışveriş yapıyorlardı.Beş krona alkolsüz bira alıp etrafı seyredebileceğiniz, bir sokağı tamamen kaplayan mekanların aralarında bir yerlerde, 6 numaralı evde yaşıyordum o sıralar.      Aşı boyalı evin pervazları yer yer dökülmüş, yeni yüz yılın günahlarını üstünden atmaya çalışan ve geleceğe karşı buruk bir duruş sergileyen şekli vardı.Arkasındaki bahçede sıralanmış elma ve armut ağaçları, o ağaçlara arkadaşlık eden banklar ve akşam vakti yaşlı kadınların briç oynayacakları masa bulunmaktaydı.      Evin bulunduğu sokaktan çıktığınız anda büyük...

Barışı Satıyorum!

     Savaş asla değişmez.Değişen şey savaşın yıkıcılığıdır.Neden savaştık ki? Ne için ölürüz?Vatan topraktan başka ne anlam ifade ediyor?Peki savaşın kuşları neredeler? Savaş beni de vurdu.Cehennemin kıyısında oturduğum gecelerde makinalı tüfeklerin sesleri üzerimde sinek gibi vızıldarken top ateşleri geceyi yararak bize ışık sağlıyordu.Gençtik,delikanlıydık, erkektik.Tabi ya savaşacaktık.Zaten savaşmak için doğmamış mıydık? Öyle diyorlardı cephe gerisindekiler.Her adam savaşmak için doğar.Ölünce kahraman olacakmışız falan.Böyle kahramanlık olacaksa hiç olmasın daha iyi.      Yarılmış gecenin olduğu gün taaruza geçtik.Kafamın etrafından kurşunlar geçiyordu.Arkadaşlarım yanımda sırayla ölüyorlardı.Omuzumu bir kurşun delip geçti.Kendimi zar zor bir yarığa attım.Yarığı havan topu açmıştı ve genişçeydi.Rahatlamıştım çünkü eğer taaruzu kazanırsak sağ kalacağım kesindi.Havan topu aynı yere 2 kere ateş edemezdi.O sırada yarığıma düşman p...

Yağmur Altında

     Ellerim ıslak, yüzüm soğuk ,hava güneşli.Ölüyor gibiydim yine bu saatler.Yağmur başladı , şemsiyem yok.Daha sıkı sarılıyorum ceketime.Otobüs durağına sığınıyorum.Yanımdakiler zincirleme bir şekilde sigaralarını yakıyorlar,boğuluyorum.Desem mi ki “Beyefendi duman bana geliyor” diye.Yok demeyeyim en iyisi.Bir otobüs geliyor, su sıçratıyor , gidiyor.      Neslihan’ı görüyorum karşıdan geliyor.Beni tanımaz artık , değiştim.Gözlerini yakalamak istemiyorum ; şapkamı öne eğiyorum. Zaten yakalasa da hatırlamaz.Güzel zamanlardı benimle konuştuğu vakitler.Doğruları söylerdi hep ama o başka bir hayat istemişti.İstediği neon ışıklarının altında söylenmiş süslü kelimelerdi.Herkes o tür kelimeler isterdi.Başta kabul etmedim.Neslihan herkes gibi değildi.Kendimi zorladım , kandırdım.Düşüncelerimden sonra öldüren aralar verdim, olmadı.Neslihan da herkes gibiydi.      Önceden tıklım tıklım olan...

Derinden Gelen Sesin Çığlıkları

Derinden gelen sese kulak ver, O ki seni çağırsın. Rüyalarını bir kenara at, O ki seni kurtarsın. İtaat ettiğinde özgür olacaksın, Ruhun bedenden ayrılmayacak. Bağırdığın zaman kurtulacaksın, Günahlarını acılar yıkamayacak. Duvarları inletiyor ölümün nefesi, Hissizlik parlatıyor damarlarını. Korkma O huzur getirendir. Korkma O barışı kaldırandır. Karanlıkların altında yatıyor, Evrene savaş getirecek olan. Tükeneceğin günü bekliyor, Düşüncelerinin altında yatıyor. Savaş barıştan iyidir. Toplum getirir asıl yalnızlığı. Önemli olan kötüdür, O kılar anlamlı varlığı. İtaat ettiğinde özgür olacaksın.

Dağın Yukarılarındaki Adam

           Uzun bir yol vardır burdan karşı nehire.Yolun iki tarafında sakuraları görebilirsiniz.Nehirden uzaklaştığınız vakit yol sizi bir dağa götürür.Dağ bulutlardan oluşan bir taç takmaktadır ki doğa ihtişam ile müziğini icra edebilsin.Dağın tacının her bir parçası ayrı bir sanat ile işlenmiştir.Kusursuza adım adım yaklaşan bu taç gören kişilerin ömürlerine bir parça daha ekler. Bu dağın yukarılarında bir adam yaşar.Bu adam her sabah erkenden kalkar.Keçileri vardır onun .                      Keçilerinin yüzünde her zaman tebessüm vardır , sanırım bundandır ki keçileri yörenin en iyi sütünü verirler.Keçilerini sağdıktan sonra adam yüzyıllar öncesine ait flütünü alır ve yassı kayanın üzerine oturur.Yassı kayaya oturan kişi tüm ormanı ayaklarının artına almıştır.Hatta oradan yolun sonunu bile görebilirsiniz.Yolun sonu dediğ...